25 Kasım 2024 Pazartesi


Kitap

Fermantasyon ile Dönüşüm Sanatı

Giriş


Ferda Uslu Ne Yapar

 

Kimdir sorusu bize kimlikler yükleyip, hayata bu kimlikler üzerinden bakmaya yöneltir. Kendimizi, tanımladığımız bu kimliklerle sınırlandırırız. Hayatı süregelen bir devinim ve dönüşüm olarak tarif edersek, belli zaman dilimlerinde yüklendiğimiz kimliklere hapsolmak bu dönüşümü desteklemez. İnsan olarak bizler, sayısız da olsalar kimliklere sığmayacak kadar derin ve sınırsızız. Bu yüzden kitabımın giriş bölümünde, kim olduğumdan değil de ne yaptığımdan bahsetmek istedim. 

Yaşama bir sanatı icra eder gibi yaklaşarak, getirdiklerine bir anlam yüklemeden deneyimleme niyetiyle, araştırarak, üreterek ve mevcudu geliştirerek yaşıyorum. Öğrenmenin tecrübe ederek mümkün olduğunu, doğru ya da yanlışın göreceli olduğunu, hatalar yapma hakkımızın olduğunu kabulle bakıyorum bu hayata. Yaptığım hatalardan aldığım derslerle yaşamımda ilerliyorum. Fark ettim ki, hayatta sıkıştığımızı düşündüğümüz bazı durumlarda, farklı bir bakış açısına ihtiyaç duyuyoruz. Bulunduğumuz yerden geriye doğru bir adım attığımızda bakış açımız da genişliyor ve olaylar bambaşka görünmeye başlıyor. Yaşadığımız duruma biraz geriden bakmamız

sayesinde perspektifimiz genişliyor ve geriye doğru atılan bu adım, bizi ileriye taşıyor. Seçenekleri görmek için bulunduğumuz yere başka açılardan bakmak, her zaman çözüm odaklı olmak ve ne olursa olsun vaz geçmemek bizi çözüme götüren yolu aydınlatıyor. Çözümü eyleme dönüştürebilmek için fikri organize ederek harekete geçmek, hareketin devamlılığını sağlayacak olan sistemi kurmak, kurulan sistemi sürekli güncel tutarak geliştirmek, benim hayata olan yaklaşımımı yansıtıyor. 

Yaşam boyunca karşılaştığımız durumlara olan bakış açımızı, onlara yüklediğimiz anlam ve duygular şekillendiriyor. Bu bakış açısı sayesinde karşılaştığımız durumları, sorun ya da fırsat olarak algılayabiliyor ya da hiç umursamıyoruz. Mevcut durumu değiştiremesek de ona olan tavrımızı biz belirliyoruz. Yaşama güzel bakmak, her anın bir lütuf olduğunun bilinciyle yaşamak, sorun gibi görünen durumların bile aslında bizi geliştirmek için orada olduğunu fark etmek bizi zenginleştiriyor. Bu anlayışla yaşamı deneyimlerken, bildiklerimin okyanusta bir damla olduğunu fark ettim ve öğrenmeye hevesli bir öğrenci olarak, önümde açılan kapılardan geçmeye niyet ettim. Evet bir kapının açılması için diğerini kapatmamız gerekiyor ve bazen o kapıyı kapatmak, gözümüze imkânsız ya da zor görünüyor. Yaşadığımız durumlara yapıştırdığımız etiketler bizim bakış açımızı yansıtıyor ve etiketleri kaldıracak teslimiyet ve cesareti gösterdiğimizde gerçek dönüşüm başlıyor ve bu dönüşüm sihirli bir değnek gibi içeriden dışarıya doğru her şeyi dönüştürüyor. 

Hayata, sağa sola savrulmadan merkezden bakabildiğimde, yaptığım işlerin sonucuyla ilgili beklenti oluşturmadan, süreç içinde sadece yapılması gereken ile kalabildiğimi fark ettim. Geçmiş ya da gelecek kaygısını ana taşımadığımda, şimdide kolaylıkla ve keyifle yaşadığımı gördüm. Hayatı planlayarak ve bu plan çerçevesinde kendime sınırlar çizerek değil, sonsuz olasılıkları kabul edip, onlara izin vererek hayal bile edemeyeceğim gerçekliklerle buluştum.

Bu günümü dünkü niyetlerimin ve seçimlerimin belirlediğini anladığımda, hayatımın sorumluluğunu kabul ettiğim, niyet ve seçimlerimi yeniden gözden geçirdim. Minnet ve sevgi ile daima gelişim ve dönüşüme izin vermek üzere, dengede bir yaşamı benimsedim. Bu kitap, yaşadıklarımı, yaşarken hissettiklerimi ve tüm deneyimlerimi size olduğu gibi aktardığım bir kitap. Çok güçlü bir tutkuyla peşinden gittiğim fermantasyonu nasıl takip ettiğimi ve yapmam gerekenleri yaparak ilerlediğimde ulaştığım bütünsel iyileşmeyi anlattığım bir kitap.

Fermente Mutfağımı kurmak, yüzlerce ürünü formüle edip üreterek on binlerce insanın hayatına dokunmak, bir üretim tesisi imar etmek ve bu kitabı da yazmak dahil, hiçbirisi hayali kurularak ve planlanarak yapılmış işler değildi. Yaşam yalnızca bu andan ve bugünden ibaretmiş gibi yaşayarak, hissettiğim tüm tutku ve enerjiyi yapmış olduğum işe aktardım. Bunu yaparken sonunu düşünmeden yapmış olmam, süreçteki hareket kabiliyetimi arttırdı. Evet bunu yaparken bir sonraki adımı, hatta beş on adım sonrasını bile düşünüp planladığım zamanlar oldu ama neredeyse hiçbir şey planladığım gibi olmadı. Plana sadık kalmak yerine hedefe sadık kalarak ilerledim ve olasılıklara kendimi açtım. Yolda ilerledikçe, yolun da da ilerlediğini ve bir noktadan sonra hedefin ortadan kalkarak geriye yalnızca yolun kaldığını gördüm. Varılacak bir hedefin olmadığının idrakiyle, şimdi yolda keyifle ve farkındalıkla yürümeye devam ediyorum. Katılıklarımızı fark ederek akışkan bir form almayı seçtiğimizde, dönüşüm gerçekleşiyor ve kozamızdan bir kelebek olarak çıkabiliyoruz. Kozadan çıkmanın tek yolunun kozada olduğumuzu kabul etmek olduğunu fark etmekle, kozanın da hakkını vermeye başlıyoruz. Koza tamamlanmadan, ne de olsa çıkış da gerçekleşmez. Dolayısıyla içinde kendimizi sıkışmış hissettiğimiz durumların bize yaşattığı duyguları fark ederek kabul ettiğimizde, o durum ya da iş ile mücadele etmeyi bırakarak bizden bekleneni de yapmaya başlıyoruz. Bu anlayış ile yaşama bakmak bizi ileriye taşırken, mevcut durumumuzdan şikâyet etmek ve bize göre daha iyi koşullar sunacak durumları hayal etmek, bizi yalnızca kendi gerçekliğimizden uzaklaştırıp hayalci yapıyor. Eyleme geçmeyen hayaller bize zihinsel yükler oluşturuyor. Yaptığımız her işte, o işi küçümsemeden, enerjimizi ve tüm farkındalığımızı yönelttiğimizde gerçek simya başlıyor ve bizi dönüştürerek yaşamda önümüze yeni yollar açıyor. Bu yollar hayal ettiklerimizden de çok daha aydınlık oluyor. Dönüşümde Ustalaş isimli ikinci kitabım ruhsal olarak farkındalık ve bilinç konularında çok daha derinlere indiğim bir kitap oldu. Bu ilk kitabımda ise farkındalığın ve iyileşmenin ilk kapısı olan bedensel farkındalık üzerinde duruyorum.

Yıllardır fermente ederek ürettiğim ürünlerle farkında olmadan benim de fermente olduğumu gördüğümde bu kitabı yazmaya karar verdim. Bu kitapla, fermantasyonun büyülü mikro dünyasına göz atacağız. Fermantasyonun ile dönüşüm sanatının bedensel, zihinsel farkındalık ve bütünsel iyileşme olarak, bende olduğu gibi sizde de milat olmasını ümit ediyorum. O zaman başlarken;

Tüm kalbimle merhaba…

Ferda Uslu

 

 


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder