Fermantasyon ile Dönüşüm Sanatı
İleri Dönüşüm Sanatı Fermantasyon
4. Bölüm
İçten Dışa Detoks
6. Kısım
Yiyecekleri Sağlıklı Pişirme Yöntemleri
Detoks boyunca yediklerimiz kadar, onları nasıl hazırladığımız da önemlidir. Fermente edilmiş yiyeceklerin dışında kalan çiğ sebzeler ve meyvelerle beslenirken, bu yiyecekleri besin değerleri kaybolmadan hazırlamak önemlidir. Aslında yiyecekleri pişirme yöntemleri sadece detoks için gerekli değil, genel olarak sağlıklı beslememizin de kriterlerindendir. Pişirme yöntemi, sağlıklı bir yiyeceği zararlı bir yiyecek haline dönüştürebilir. Doğru yiyecekleri doğru pişirme teknikleriyle hazırlayarak maksimum faydaya ulaşırız.
Örneğin kabak tüm sebzeler gibi bol lif ve vitaminler içeren sağlıklı ve faydalı bir sebzedir, bununla birlikte kabağı kızgın yağda kızartırsak faydasının önüne kızartmanın zararları geçebilir. Yiyecekleri pişirerek onların formlarını değiştiririz, kullandığımız pişirme yöntemleri bu formları belirler. Detoks boyunca sağlıklı yiyecekler hazırlamaya özen göstererek, pişirme alışkanlıklarımızı da iyileştirebiliriz. Sebzeleri buharda ya da az suda haşlayarak zeytinyağı ve limonla hazırladığımız sosla lezzetlendirerek yiyebiliriz. İnce ince doğradığımız sebzeleri ve kök sebzeleri üzerlerine fırça yardımıyla zeytinyağı sürerek fırında da çok kızartmadan pişirebiliriz. Fırında pişirme yöntemi sebzelere biraz daha lezzet katan bir yöntemdir. Bir diğer pişirme yöntemi onlarla sulu tencere yemeği hazırlamaktır. Türk mutfağında yemekler pişerken soğan biber gibi başlıca sebzeler ilk önce yağda kavrulur sonrasında diğer sebze ya da baklagiller sırasıyla eklenerek pişirme işlemine geçilir. Şimdi sizi önereceğim pişirme yöntemi son derece basit ve sonucu da bir o kadar lezzetli ve sağlıklıdır. Yöntemin ismi, çiğden pişirme yöntemi. Yapacağımız yemeğin içerisine katılacak bütün sebzeler, eğer varsa içerisine konulacak baklagiller, salça, soğan gibi diğer bütün girdiler ve baharatlar bir seferde soğukken tencereye eklenir. Bunlar tencereye pişmesi en zor olandan en kolay olana doğru bir sırayla kat kat doldurulur. Son olarak yemeğin suyunu tencereye ekleriz, yemeğe salça ve baharat eklenecekse suda bunlar karıştırılır ve öyle eklenir. Yemeği ateşe koyarız, kaynadıktan sonra altını kısarız ve tüm yemeği çiğden kısık ateşte pişiririz. Bir yiyeceğin sağlıklı olması lezzetsiz olmasını gerektirmez, aksine en lezzetli yiyecekler zaten doğal malzemelerle hazırlanmış olanlardır. Yiyecekleri kızartmaktan ve kavurmaktan kaçınarak onların doğal formlarını koruyan pişirme teknikleriyle hazırlayabiliriz.
Tek öğün beslenme
Detoks süresince tek öğün beslenmek, sindirim sistemini dinlendirerek, arınmaya yardımcı olan bir yöntem. Ancak açlığa alışkın değilseniz bunu iki öğüne de çıkarabileceğinizi hatırlayın. Tek öğün beslenmede 23 saat açlık 1 saat beslenme şeklinde bir düzen takip edilir. Bir saatlik beslenme saatimizi öğleden sonra 14 ile 17 saatleri arasında seçmek yiyecekleri akşam olmadan sindirmek için vücuda zaman tanır. Tek öğün beslenmede yine detoksa uygun olan yiyeceklerle hazırlanan menü yenilir ve yanında probiyotik turşu da tüketilir. Bunun dışında diğer sıvı detoks ürünleri aynı şekilde günün belirlenen saatlerinde içilir. Bol bol su ve bitki çayı da içerek günün bir saatlik beslenme dışında kalan diğer saatleri yalnızca sıvı ile geçirilir. Tek öğün beslenme vücudun enerjisini arttıran, arınmaya destek veren bir beslenme şeklidir. Tek öğün beslenmeye geçmek, bizi zihinsel bir özgürlük basamağına taşır. Yemek düşünmeden geçireceğimiz koca bir gün vardır önümüzde ve ne yiyeceğimizi düşünmek, o yiyecekleri almak, hazırlamak, yemek, toplamak gibi tüm düşünce ve eylemler günün içinden ayıklandığında o kadar çok yer açılır ki, bu açılan yeri egzersizle ve üretkenlikle geçirmeye başlarsınız. Burada ilginç olan da, enerjinizin aslında tek öğün beslenmeye karar verdiğinizde yükselmesidir. Bunu yapmaya karar verdiğinizde bir akşam öncesinde bu kararı kendinize sesli olarak söylemeniz yeterlidir. Bu niyetin kalp, dil, ses ve beden olarak da hizalanmasıdır ve beyniniz bu niyeti sorgulamaz ve ertesi gün için programlanır. Ertesi gün tek öğüne geçtiğinizde, bunu ne kadar kolaylıkla yapabildiğinizi görmek sizi şaşırtabilir. Niyetler kalben yapıldığında net bir şekilde mühürlenir, bu yüzden kolaylıkla eyleme dönüştürülebilir. Yıllar önce sigarayı bıraktığımda bir anda günümün ne kadar bereketlendiğini fark ettim, sigara içmek için ne kadar çok zaman anladığımda biraz şaşırmıştım çünkü içerken bunun farkında değilidim. Çalışırken sık sık bilgisayar başından kalkıp sigara içmek için balkona çıktığımı ve her çıkışta zihnimin bölündüğünü, yeniden işimin başına döndüğümde yeniden odaklanmak için çaba sarf ettiğimi gördüm. Bu farkındalığım sigarayı bırakışımın ilk gününde gerçekleşti. Uzun süren toplantılarda sigara içme saatim geldikten sonra zihnimin yalnızca sigara içmeyi düşündüğünü ve toplantıdan tamamen koptuğunu da fark ettim. İşte aklı özgürleştirmek için bağımlılıklarımızdan kurtulmak bu denli önemlidir. Yemek alışkanlıklarımızı da düzene sokarken bir süre tek öğünle beslenme düzenine geçmek, bizde çok farklı konularda farkındalıklar sağlar. Yemekle harcanan enerjimizin bize geri döndüğünü görmek bunlardan yalnızca birisidir. Sınırlarımızı zorlamak bizi daima geliştirir, büyütür ve bize çok geniş yeni alanlar açar. Diyetlerdeki kısır döngü aklı yemekten özgürleştirememekle ilgilidir. Diyete girdiğinizde düşündüğünüz tek şey yemekse, zaten orada büyük bir yanlışlık vardır. Alışkanlıklarımızı değiştirmek yalnızca yediklerimizi değiştirmek değildir, onları nasıl yediğimiz ve yediklerimize yüklediğimiz zihinsel ve duygusal anlamları da fark ederek, kendimizi bunlardan özgürleştirmektir. Minnet ve şükran içinde, yediğimiz yiyecekler bizim için şifa kaynağıdır. Yiyeceklere yüklediğimiz anlamları bıraktığımızda, düşünce ve duygularımızı değil, sadece yiyecekleri yemeye başlarız.
Çiğ beslenmek (Raw Food)
Detoks boyunca yiyecekleri pişirmeden yemek yani çiğ beslenmek de mümkün. Çiğ beslenme sayesinde besinlerin yüksek oranda içerdiği enzimler korunmuş olur ve sindirimi kolaylaştıran bu enzimlerden detoks boyunca faydalanmış oluruz. Çiğ beslenme daha çok salatalar, tohumlar, filizler ve meyveleri içerir. Yapacağınız smothilerle çiğ beslenme menüsünü istediğiniz şekilde zenginleştirebilirsiniz. Sebzelerle hazırlayacağınız karışıma birkaç küçük meyve de ekleyerek karışımın tadını ayarlayabilirsiniz. Smothilerinize biraz Hindistan cevizi yağı, biraz Seylan tarçını ve zencefil ekleyerek onları daha da besleyici yapabilirsiniz. Salatalarınızın üzerine kıyılmış ceviz, badem, kaju gibi kuru yemişler ekleyebilirsiniz. Neredeyse bütün sebze ve meyvelerden salatalar hazırlayabilirsiniz. Çiğ beslenmenin hafifletici hissiyatı sizi pişmiş yemeklerden bunlar sebze yemeği de olsa bir süre uzak tutacaktır. Beslenmeyi kolaylaştıran bu yöntemi bir hafta boyunca yaparak deneyimleyebilirsiniz.
Vegan Beslenme
Detok süresi içerisinde aslında neredeyse vegan besleniyoruz. Et ve süt ürünlerini detoks yaparken kullanmıyoruz. Et ve süt ürünlerinin enerji olarak bizi aşağı çekmesi, sindirimlerinin güç olmasının yanı sıra süt ürünlerinin ajerjen olması da, detoks içerisinde yer almamalarının başlıca nedenlerinden. Ölü yiyecekler frekansları düşük yiyeceklerdir. Detoksta enerjimizi tam olarak arınmaya kanalize etmek, toksin vanalarını kapayarak ve bedene sağladığımız yiyeceklerin yüksek enerjili besinler olmasına dikkat ederek süreci hızlandırıp kolaylaştırabiliyoruz. Böylelikle süreçten tam bir verimlilik elde ederken, artan enerjimizi egzersiz ve bedensel farkındalık yönünde kullanabiliyoruz. Zihinsel olarak da süreci iyi yönetmek süresin kolaylıkla sonuca ulaşması için önemlidir. Yediğimiz yiyeceklerle aldığımız enerji zihin alanımızda da oldukça etkilidir. Hayvansal yiyecekler ve içecekler bu anlamda bedensel ve zihinsel olarak detoksta yardımcı olmayan, aksi yönde etkiye sahip yiyeceklerdir. Detoks bitiminde hayvansal gıdaya hemen geçmemek, bu tür gıdaları tekrar tüketeceksek bunların her birisini azar azar ve kademeli olarak beslenmemize eklemek hem yeniden beslenmemize eklediğimiz gıdayı tolere etme şeklimizi ölçmek, hem de detoks bittikten sonra da detoksun arındırıcı ve iyileştirici etkisinin devam etmesi açısından oldukça önemlidir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta ise hiçbir beslenme şeklini siyah beyaz görmemektir. Eğer bir konuda çok katı olursak, bu katılıkla kendi önümüze bariyer oluşturmuş oluruz. Zihnimiz büyük ölçüde o konu ile meşgul olacağından, zihni dar bir alanda sıkıştırmış oluruz ve zihinsel açıdan özgürlüğümüzün önüne o konuyu koymuş oluruz. Yemeğimizi genel olarak temiz ve beslenme standartlarımıza uygun olarak tercih etmemiz, beslenme konusunu takıntı haline getirdiğimiz anlamına gelmemeli ve bu ikisi arasında bulanan birçok tonu da fark etmeliyiz.
Sıvı Beslenme
Sıvı beslenme, çiğ ve vegan beslenmeyi de kapsayan bir beslenme modelidir. Yalnızca bitkisel içerikleri, sağlıklı yağlar ve tohumları içerir. Çiğneyecek bir yiyecek yemeden, günde bir ya da iki öğün yalnızca içeceklerle beslenmektir. Bu içecekler pişmiş yiyeceklerden oluşmadığı için, sıvı beslenme çiğ beslenme modelini de kapsar. Seçtiğimiz mevsiminde sebze ve meyveleri smothi şeklinde hazırlarız. Bu smothileri hazırlarken, sebzelerden, meyvelerden, bitkisel sütlerden yararlanırız, içine Hindistan cevizi yağı gibi sağlıklı yağlardan ayrıca zencefil, zerdeçal ve tarçın gibi faydalı baharatlardan ve mikro filizlerden de ekleyebiliriz. İlave tatlılık için bal ya da benzerlerinden kaçınmak en iyisidir. İçeceklerin tatlılığı için meyvelerden faydalanılır. Büyükçe bir bardak sağlıklı hazırlanmış bir smothi ile sabah ve ikindinden sonra olmak üzere günde iki kez beslenmemizi yapabiliriz. Aralarda yine kombucha, kıvas, bitki çayı, sirkeli su ve bol bol su içilerek bedenin su ve probiyotik ihtiyacı giderilir. Sıvı beslenmede probiyotik turşu da smothinin içine eklenebilir ya da turşunun suyu içilebilir.
Ayurvedik Beslenme
Ayurvedik beslenme beden ve zihin arasındaki dengenin gelişimine odaklanan bütünsel bir beslenme modelidir ve ayurveda felsefesinin bir uzantısıdır. Ayurveda kelime anlamı olarak yaşam bilimidir ve beşbin yıl öncesine dayanır. Ayurveda felsefesine göre, İçinde yaşadığımız dünyamız gibi bizi de oluşturan beş temel element vardır. Bu elementler bedenimizdeki çakraların aşağıdan yukarıya doğru sıralamasına göre, ateş (teja), toprak (prithvi), hava (vayu), su (jala), başluk (akasha) dır. Doğarken genlerimizden bize aktarılan bir fıtratla doğarız. Ayurvedada buna dosha ismi verilir. Yukarıda saydığımız beş elementin fiziksel ve zihinsel bedenimizde dağılım oranı bizim doshamızı belirler. Kısacası kişiye özel, tıpkı bir kar tanesi gibi olan bu nadide karışım ve simya bizi oluşturur. Beş elementimiz iç ve dış dünyamızın üç temel enerjisini oluşturur. Bunlar, hareket, dönüşüm ve yapıdır. Üç ana dosha tipi bu üç temel kuvveti temsil eder, bunlara da Vatta, Pitta, Kapha denir. Ayurvedik beslenme dosha tipinize göre beslenme sunar. Buna göre bazı yiyecekler yasaklılar listesinde yer alırken, bazılarıyla beslenmeniz gerekir. Bütünsel bir bakış açısıyla beslenmeye yaklaşır ve doğallığı hedefler. Beden üzerine farkındalığın gelişmesini sağlayan, hastalanmadan, ilaca ve doktora gerek duymadan bir yaşam üzere kişiyi eğitir. Ayurvedaya göre sistemde yaşanan aksaklık hastalık olarak yer alır, buna göre her sabah tuvalete çıkamamak da sistemin doğru çalışmadığını gösterir ve hastalık olarak kabul edilir. Her yenilen besinin bedende bıraktığı etki takip edilir. Bir yiyeceği yediğinizde damakta bıraktığı tat öncelikle duyumsanır, ardından bedeninizde nasıl bir enerji yarattığı gözlemlenir son olarak da dışkılamadaki etkisine bakarak yiyeceklerin bizim için faydalı olup olmadığına karar verilebilir. Yiyeceği bedenimize aldığım ilk bölge olan ağız ve çıkış noktası olan bağırsak arasında, yiyeceğin bedenimize girdiği andan çıktığı ana kadar olan zamanda bizde bıraktığı etkiyi tam olarak fark etmektir. Bu şekilde kendi kişisel beslenme listenizi hazırlamanıza olanak sunar.
Sattvik Beslenme
Sattvik beslenme, günümüzden on beş bin yıl önceye dayanır, diğer bir adıyla yogik beslenmedir, yani yogilerin uyguladığı beslenme tarzıdır. Kelime anlamı olarak da uyumlu beslenme anlamındadır. Tamasik yiyeceklerden yani negatif ve karanlık duyguları ortaya çıkartan yiyeceklerden uzak, yumuşak bir beslenme şeklidir. Zihinsel ve bedensel olarak daha hafif hissettiren yiyeceklere dayalıdır. Vegan beslenmeye benzer olarak hayvansal besinler sattvik beslenmede de yok, ancak bu beslenme tarzı vegan beslenmeyi kapsadığı gibi ondan biraz daha fazlasını içeriyor. Vegan beslenmede yer alan soğan, sarımsak, mantar gibi yiyecekler sattvik beslenmede yer almaz. Bu üç yiyecek, bu beslenmede yalnızca hasta hissedince yeniliyor ve sağlıklıyken bu yiyecekler beslenmenin içerisinde yer almıyor. Bunun nedeni de bu yiyeceklerin pranayı etkilemesi. Prana yaşam enerjisi anlamına geliyor ve yediğimiz bütün besinler pranamızı etkiliyor. Bazı yiyecekler karanlık duygularımızı harekete geçiren enerjiyle pranamıza etkilediği için sattvik beslenmede yer almazken, bazı yiyecekler de soğan sarımsak gibi pranayı kesen, bedende hafifçe dolaşmasına izin vermeyen yiyecekler olduğu için sattvik beslenmede yer almıyor. Tahıllar, baklagiller, sebzeler, meyveler, kuru yemişler gibi aslında yukarda da anlattığım üzere vegan beslenmede serbest olan tüm besin grupları bu beslenmede de serbest. Alkol yine yasaklılar listesindeyken, kahve de fazla tavsiye edilmeyen günlük bir fincanı geçmeyecek şekilde izin verilen bir içecek olarak geçiyor.
Yorumlar
Yorum Gönder