Ana içeriğe atla

Mavi Yumurtlayan Tavuğum ve Sülünlerim

 27.04.2021


Mavi yumurtlayan tavuk mu olurmuş dedim ilk okuduğumda. Yaşadığım yere yakın bir köyde tam olarak da mavi yumurtlayan mavi tavuk ve horoz varmış, ne güzel. İlgimi bilen eşim hemen mavi bir tavuk ve horozunu getirip sürümüze ekledi. Zaten yumurtlayan bir tavuk olduğu için yumurtalarıyla bilirlikte geldi. 
Fermente yemle beslenmeye alışan bizimkiler artık kuru yem yemez oldular. Bizim sesimizi ya da ayak sesimizi duyar duymaz da koşa koşa verandaya geliyorlar. Fermente yemin yanı sıra her gün onlara yeşillik, probiyotik turşu ve ekşi mayalı kendi yaptığım ekmekten de veriyorum. Sülünler ve eski tavuklar bu günlük rutine çok alıştılar ama maviler henüz yeşillik ya da ekmek yemiyorlar, çünkü sürüdeki hiyerarşinin maalesef şu an en altındalar. Öyleki sülünlerden bile altta. Ne zaman bu ekstra besinleri vermek için çağırsam maalesef sürü onların bunlarla beslenmesine izin vermiyor. Tavuklar mavi tavuğu, horoz da mavi horozu kovalayıp uzaklaştırıyor. Şimdilik onlar fermente yemin tadını çıkartıyorlar, başkaca da yeme yaklaşmaya cesaret edemiyorlar.
Sepetteki sivri yumurtalar sülünlerin yumurtası. Gri olan sülün erkek, alt çenesinde mavi renkli bir ibik var. İsmini Sülüman koydum, çok tatlı ve yakışıklı. Beyaz olan sülün ise dişi, ismi Sürahi ve ikisinin de gözleri sürmeli, sanki makyajlı gibiler. Topuklu ayakkabı giymişçesine parmaklarının ucuna basarak yürümelerini izlemek çok komik. Akşam olduğunda sürünün tamamı kümese giriyor, erkek sülün yüksek bir yere çıkarak, tüm sürüyü bağırarak çağırıyor, herkesin girdiğine emin olunca kendisi de giriyor. Horozun sürüdeki görevi ise tam olarak, yumurtlayan tavukları korumak, onlara besin bulmak ve doyurmak, yumurtlarlarken yine onların başında durarak olası tehlikelerden onları korumak. Erkeklerin üstün olduğu bir sürü değil tavuk dünyası, tam tersi anaerkil bir topluluk, yani asıl sultanlar tavuklar. Dinazorların yaşayan akrabaları tavuk cumhuriyetinde, horoz ise bir nev-i muhafız ve çoban. Daima göz açık olmalı, olası tehdit ve tehlikeleri önceden fark ederek sürüyü çeşitli ses ve nidalarıyla uyarmalı. Tavuklar kendi doğlarında zaten bir horozu sürüye katarken bunlara dikkat ediyorlar. Beni besleyebilir mi, koruyabilir mi, kuyruk ve kanatlardaki renkler cazibeli mi, kur yaparken nazik mi, dansı güzel mi? Evet çok ilginç o küçücük beyinleriyle bu kadar çok şey bilmeleri ve analiz edebilmeleri öyle değil mi?

Bu durum sülünlerde de aynı. Yani dişi sülün yumurtlarken, erkek sülün de onun başında bekliyor ve o esnada çok sevdikleri probiyotik turşu ya da ekşi mayalı ekmek gibi besinlerden versem ve çağırsam bile ne yumurtaya yatmış dişi kalkıyor, ne de başında bekleyen erkek geliyor. Hepsi görev adamı bunların. Söz konusu yumurta olunca o görev en iyi şekilde ifa ediliyor ve hiçbir engel tanımıyorlar. Horozun dişilerin etrafında dans etmesini izlemek en keyifli anlardan oluyor benim için, ayrıca bir yem ya da böcek kurt bulunca hemen tavukları çağırması da takdire şayan. Bu kadar tok gözlü, paylaşımcı, koruyucu bir horoz görmedim. Aslında köyle büyümediğim için tavuk ve horozlarla ilk kez diyaloğum oluyor ve gözlemleme şansına da ilk kez sahip oldum. Çocukken yaz aylarında köye gittikçe annenemin tavuklarını görürdüm ama onların dünyalarını tabii ki bilmezdim. 
Kedi, köpek gibi hayvanları çok besledim ve her zaman bir ya da bir kaç tane kedim köpeğim olmuştur. Şu sıralar güzel bir kangal sürüm var mesela, anne baba ve iki yavrusundan oluşan sürümün üç tanesi fabrikada köpek kontenjanından yararlanıp fabrika güvenliğine destek oluyorlar. Bir erkek yavru ise evde bize yoldaş oluyor. Smokin kedimiz Sirke'yi de instagramda zaman zaman paylaşımlarımdan tanıyorsunuz. Fabrika terasında yaşayan Sirke de ofiste bazı günler benimle takılıyor. Gece terasta yatan sirke, sabah mesai başlayınca mahalleye gezintiye çıkıyor. Akşama kadar çevre fabrikaları ziyaret edip, ortamda ne kadar fare varsa yakalayan ve mesai saatini sanki kolunda saat varmışçasına bilen Sirke fabrikanın kapanma saatinden 5 dakika önce fabrikaya giriş yapıyor ve terasına yolanıyor. Ertesi gün personel servisini dört gözle terasta bekleyen sirke bazen sabredemeyip terastan servise miyavlıyor. Sabah ilk işlerden bir tanesi, Sirkenin teras kapısı açılır. Sirkenin fabrikada girmesi yasak olmayan alanları gezmesine kimse karışmaz. Bazı geceler fabrika terasından gizli bir geçidi olduğuna inandığım Sirke geceleri firar edip, kelimenin tam anlamıyla sabaha kadar it gibi geziyor. Böyle gecelerin sabahı personel servisiyle fabrikaya giriş yapan Sirke akşama kadar Fabrika mağazanın koltuğunda uyumayı tercih ediyor.
Bu kadar hayvanla haşir neşir olmak, onları çok sevmek, ilgilenmek, ihtiyaçlarını karşılamak bana hep iyi geliyor. Ne yalan söyliyeyim hayatta beslemekten en çok keyif aldığım en eğlenceli hayvanlar tavuk sürüm oldu. Yani tavuklar, sülünler ve horozun da için de bulunduğu bu orman kuşları gerçekten harika. Tavuk diye küçümsediğimiz bu minik kanatlılardan bu kadar çok şey öğreneceğimi hiç aklıma gelmezdi.
Öğrenmenin ve paylaşmanın sonu olmadığı inancımı pekiştirdikleri için tüm hayvanlarıma şükranlarımı sunuyorum.
Daha öğrenecek çok şey var. Mesela, folluk yerine neden yerini bile bulamadığım çalıların arasına yumurtluyorlar? Kim bilir, bunu da çözünce sizlerle yine paylaşırım.
Sevgilerimle
ferda Uslu





Yorumlar

  1. Ben de hayvanları çok seviyorum,kedi köpek tavuk-horoz besledim çok keyifli.keyifle yaşayarak okudum yazınızı.sülünlere bayıldım.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

İlgili Diğer Yayınlar

Rafine Şekersiz Siyez Keki

Rafine şeker kullanmadan en eski un olan 10 bin yıllık unla, siyez unuyla kek yapalım mı? Rafine şeker yerine ne kullanmak lazım. Sunni tatlandırıcılar da en az şeker kadar zararlıyken geriye ne kalıyor?  Ya bal ve pekmez. Bal ısıyla temas edince toksik etki yaratıyor. Pekmezde zaten çok uzun süre kaynatılarak yapıldığı için bu etki maalesef mevcut. En iyisi soğuk sıkım pekmezler tüketmek. Aranırsa bulunuyor. Pekmezi de ısıya dayanıksız olması yüzünden kullanmıyorum pişirilecek tariflerde. Geriye şeker yerine kullanabileceğim çok fazla da seçenek kalmadı. Meyvenin kendi şekeri dışında.  Tatlandırıcı için olgun muz ve kuru dut kullandım. Hurma ya da kuru üzüm, gün kurusu kayısı da kullanılabilir. Fermente mutfağımda kullanılmayan malzemeler; Rafine tuz, Rafine şeker, Rafine endüstriyel un (organik ve tam buğday unu da olsa kullanmıyorum) Kabartma tozu, Şekerli vanilin, Kakao (yalnızca ham kakao kullanıyorum) Zeytin yağı, Hindistan cevizi yağı  ve tereyağ...

Kitap- Ferda Uslu İçindekiler

  Kitap- Ferda Uslu  Fermantasyon ile Dönüşüm Sanatı İleri dönüşüm Sanatı Fermantasyon Bu kitap, 07.07.2023 Yılında Ferda Uslu tarafından kaleme alınmıştır. Kitabın tüm hakları yazara aittir. Kitap sadece ferdauslu.net kişisel blogda djital olarak yayınlanmıştır. Bu bölümden başlayarak tamamına bu blogdan ulaşılabilir. Kitabın baskılı yayını yoktur. Kitapta anlatılan her şey yazarın kişisel yaşam deneyimine dayanmaktadır, hiçbir sağlık iddası yoktur. Djital yayın tarihi; 25.11.2024 İletişim  ferdauslu@fermentemutfagim.com fermentemutfagim.com telefon 0850 255 44 11 Giriş Ferda Uslu  Kimdir? İçindekiler 1.Bölüm   Fermantasyon Nedir?   -Bilinen En Eski Gıda Koruma Tekniği Fermantasyon -Probiyotik- Prebiyotik ve Simbiyotik Kavramları -İleri Dönüşüm Sanatı Fermantasyon   -Mikro Evrenden Makro Evrene Sonsuz Dönüşüm -Bağırsaklar, Zihin ve Ruh -Die of iyileşme Sendromu -Ağız ve Cilt Florası -Kadim Şifa Kaynağı Fermantasyon -Sonsuz İyileşme Gücü  

7/5 Fermente Temizlik 3

  Fermantasyon ile Dönüşüm Sanatı İleri Dönüşüm Sanatı Fermantasyon 7. Bölüm 5. Kısım Bokashi Fermantasyonu İlk iş olarak, organik atıkları kapalı küçük bir kovada biriktirmekle işe başlıyoruz. Mutfağa yemek yapmak ya da bir şeyler hazırlamak için her girdiğinizde, sebze meyve kabukları ve çekirdekleri, çay ve kahve telveleri, armudun sapı, üzümün çöpü, yani organik atık sınıfına giren ne varsa atmayıp, bokashi yapmak için mutfakta bir gün boyunca kapaklı bir kovada biriktirin. Bu birikintinin sulu olmaması için çöplerinizi sularından süzerek kovaya atın. Biriken atık kovasının içindekileri günde bir kez bokashi kovasına dolduracağız. Bokashi kovasının kapağını her atıkta açmıyoruz, günde yalnızca bir kez açıyor böylece hava ile temasını en aza indiriyoruz ki fermantasyon sağlıklı olarak devam edebilsin.  Bu yüzden atıkları gün boyunca ayrı bir kapta biriktirmek işin ilk adımı.   İkinci aşamada, ağzı sıkıca kapanabilen, altı musluklu ve içi süzgeçli bir kova edinin, ya da...