Orta zincirli yağ asitleri (MCT) MCT en iyi keton cisimciği kaynağıdır. Yağların içinde en fazla MCT Hindistancevizi yağında vardır. Hindistan cevizi yağının yaklaşık üçte ikisi (%60) MCT’dir. Palmiye yağındaki oran %55. Anne sütünde ve tereyağında ise bu oran %12 civarında. Geri kalanın tamamına yakını uzun ya da çok uzun zincirli yağ asitleri. Sıvı yağlardaki MCT oranı ise %10’dan çok daha düşük.
Orta zincirli yağ asitlerinin (MCT) metabolizması uzun zincirli yağ asitlerininkinden daha faklı. MCT safra asitlerine ihtiyaç olmadan bağırsaktan emilebiliyor. Hatta mideden de direkt emiliyor. Özetle söyleyecek olursak MCT diğer yağlardan farklı olarak depolanmıyor ve daha hızlı bir şekilde keton cisimciklerine ve daha sonra da enerjiye dönüşüyor. Bu beyin için çok büyük bir avantaj.
Peki keton ne işe yarar?
Beynimizin hayatiyetini sürdürebilmesi için enerjiye ihtiyacı var ve öncelikli olarak kullandığı enerji kaynağı da şeker (glikoz). Fakat beyin hücrelerinin glikozu kandan içerilerine alabilmek için insüline ihtiyaçları vardır. Ama bu insülin pankreastan gelmiyor. Beyin kendi insülinini kendisi üretiyor.
Bildiğiniz gibi unlu-şekerli gıdaları fazla yiyenlerde insülin direnci yani metabolik sendrom gelişir. İnsülin direnci nedeni ile kan glikozu yeteri kadar beyin hücresine geçemez ve beyin hücresi aç kalır .
Glikozun beyin hücresine geçişi insülin reseptörlerinin açık olmasına bağlıdır.
İnsülin reseptörlerindeki direnç nedeniyle glikozun beyin hücresine geçişi azalmıştır.
Peki glikoz yeteri kadar beyin dokusuna geçemezse ne oluyor?
Bu durumda enerji yetersizliğine giren beyin dokusu atrofiye olmaya, yani dumura uğramaya başlayarak küçülüyor.
10-20 yıl içerisinde bellek, konuşma, hareket ve kişilik bozuklukları karakterize klasik Alzheimer tablosu oluşuyor.
Araştırmalara göre diyabetli hastalardaki Alzheimer riski %65 daha fazla.
Vücut yağ ve şekerden glikoz üretir
Anlaşılamayan nokta ise şu "Siz hiç şeker yemeseniz de vücudunuz yağlardan ve proteinlerden glikoz yapıyor. Buna biyokimya biliminde glükoneogenez deniyor. Üstelik insülin direnci de olmadığı için glikoz kullanılabiliyor."
Tabii glikoz beyinin birinci öncelikli enerji maddesi ama beyin hücreleri yağ metabolizması sonucu elde edilen keton cisimciklerinden de tıpkı glikoz gibi enerji kaynağı olarak faydalanabiliyor. Bu şekilde hücrelerin canlı kalması sağlanıyor. Zaten keton cisimciklerinin beyin kan akımını artırdığı da gösterilmiştir. Şöyle düşünün açlık grevlerine katılan insanlar niçin açlıktan ölmüyorlar? Çünkü depoladıkları yağları yıkarak keton cisimciklerine dönüştürüyor ve glikoz yerine yakıt olarak kullanıyorlar.
Ketonlar yağ yıkım ürünleridir. Kandaki keton cisimciklerini iki şekilde artırabilirsiniz;
1-Aç kalarak: Bu durumda vücut yağlarınız yıkılır ve kandaki keton cisimcikleri artar.
2-Yağdan zengin, yani taş devri diyeti gibi undan-şekerden fakir bir diyet. Bu tip diyetlere ketojenik diyet de deniyor. Bazı hekimler asidoz yapar diye ketojenik diyetlere karşı çıkıyorlar ama kandaki artan miktar asidoz yapmıyor.
Hindistan cevizi yağı dozu ne olmalı?
Hindistan cevizi yağında önerilen günlük doz yaklaşık 35 mL yani 7 tatlı kaşığı. Bunun karşılığı 20 gram MCT. Bu doz günde 2-4 kez alınır. 1 tatlı kaşığı ile başlayıp zaman içinde 7 kaşığa çıkılabiliyor. Bulantı kusma gibi belirtiler oluşursa bir önceki doz dönülür ve bir müddet sonra tekrar doz artırılır.7 tatlı kaşığı bir öğünde de alınabilir. Bu durumda ketonlar 24 saat kanda kalabilir.
Hindistan cevizi yağı doymuş bir yağdır, Yani katı bir yağdır, ama 24 derecede eridiği için sıvılaşır.
Zeytinyağı ve diğer sıvı yağlara göre ısıya çok daha dayanıklıdır.
Alzheimer’n dışında ketojenik diyetin kullanılması gereken hastalıklar
- Parkinson
- Multiple skleroz
- Huntington koresi
- ALS (Amiyotrofik lateral skleroz)
- Duchenne kas distrofisi
- Otizm
- Down sendromu
- Akut beyin hasarı
- Diyabet
- Maküler dejenerasyon
- Glokom
Kaynak;
Beslenmebülteni.com sitesinde Prof. Ahmet Aydın röportajından derlenmiştir.
Online sipariş için sitemizi ziyaret edebilirsiniz. https://www.fermentemutfagim.com/
Kronik pankreatitte hiç yağ tüketmemem söylendi. Kuruyemişler bile yağli olduğu icin yasakmiş. Gerçi ben onlari dinlemiyorum, asla kuruyemişlerimden meyve kurularimdan vazgeçemem sanirim. Onlara kalsa hurma bile yasak.
YanıtlaSilFerda hanım hindistan cevizi yağinin sindirimi farkli yaziyor. Benim sindirimim daha midedeyken aksiyor. Bir çorba bile 4saate kadar midemde kalabiliyor. Ne dersiniz bu durumda bu yağ benim için ideal midir?